Feeds:
Yazılar
Yorumlar

BİR AĞAÇTAN ON DERS

Bir ağacın gölgesinde adam felsefe kitabı okuyordu. Sorular üstüne sorular adamın kafasını karıştırmıştı. Başını kaldırıp ağaca baktı.

-Keşke ağaç olsaydım, hiç düşünmeden yaşasaydım dedi.

Birden ağaç dile geldi:
—Ben düşünmüyorum belki ama düşünen insanlara o kadar çok ders verebilirim ki, dedi.

Adam heyecanla:

—Seni dinlemek isterim, dedi.

Ağaç konuşmaya başladı:

—Şimdi bana bak ve beni dinle, sana on tane hayat dersi vereceğim dedi.

Adam heyecanlanarak:

—Tamam dedi.

Ağaç:

—Dinle o zaman, dedi ve hayat dersini sıralamaya başladı:

1- Ağaç yaş iken eğilir yada doğrulur. Her şeyin bir zamanı vardır. Hayat öğrenme sürecidir ama zamanlaması çok önemlidir. Sizde bilirsiniz ki “yaşlı köpeğe yeni oyunlar öğretilmez.” “Yaşlı kurda yol öğretilmez.”

2- Düşen ağaca balta vuran çok olur. Onun için hayatta düşmemeye dikkat etmek gerek; güçlüyken gölgene sığınanlar düşerken baltayı alıp sana koşarlar.

3-Bizi yok etmeye çalışan baltanın sapı bizdendir. Her zaman dış düşmandan korkmayın. İç düşman daha tehlikelidir. Sizin gibi görünüp size hainlik edecek insanlara dikkat edin. Dişi kıran, pirince en çok benzeyen beyaz taştır.

4- “Ulu çamlar fırtınalı diyarlarda yetişir” (Cemil Meriç) İnsanı geliştiren mükemmelleştiren zorluklardır. Büyük adamlar büyük engellerle karşılaşıp onu aştıkları için büyük adam olurlar. Büyük devletler büyük badireleri atlatarak büyük devlet olurlar. Uçurtma rüzgâra karşı durduğu için yükselir. Engelleri fırsat bilmelisiniz.

5- Bir ağacın kökü ne kadar derinse boyu o kadar yükseğe çıkar. Kökleri zayıf olan büyüklüğü taşıyamaz. Onun için kökünüze sahip çıkmalısınız. Kökünü unutan ya da yok sayan bir ağaç ayakta kalabilir mi? Bir ağaç gücünü gövdesinden değ kökünden alır. Sizin de tarihiniz olmazsa nasıl geleceğiniz olacak? Tarihinizi yok sayar ya da unutursanız nasıl geleceği inşa edebilirsiniz?

6- Ağaç yapraklarıyla gürler. Bir insan da ailesiyle, sosyal çevresiyle güzel olur; onlarla tamamlanır. Onlarla varlığını hissettirir. Onun için sosyal ilişkileriniz önemlidir.

7- Hiçbir ağaç acaba bahar gelecek mi, çiçek açacak mıyım diye düşünmez. Kök, gövde ve dallar görevini sessizce ve sabırlıca yaparlar. Siz de baharın gelmesini bekliyorsanız görevinizi şamata yapmadan sessizce, hakkıyla ve sabırla yapmalısınız.

8- Meyveli ağacı taşlarlar. Bilgili, becerikli, başarılı insanlara haset eden çok olur. Bir işe yaramayan, niteliksiz, silik insanlar kimsenin umurunda olmazlar. Onun için başarılı insanlar atılacak taşlara mukavemet edemezlerse başarılarını sürdüremezler.

9- Her ağaç kendi toprağında büyür. Ağaç ancak uygun toprağı bulması halinde gelişmesini sürdürür. İnsan yetenekleri de öyledir; ağaç tohumu gibidir. Uygun zemin bulursa gelişir, yoksa çürür gider.

10- Beşikten mezara kadar ağaca muhtaçsınız. Çocukken beşikte, ölünce tabutta bizimle berabersiniz. Bize hep odun gözüyle bakmayın. Biraz da ibret gözüyle bakın. Sözü şöyle bitireyim, insanların kulağına küpe olsun. “Her şey bir ağacı sevmekle başlar.” Bundan sonra bir ağacın yanından geçerken durun ve şarkımızı dinleyin.

Adam ağaca tekrar baktı, “Aslında odun olan bu ağaç değil benmişim meğerse” diye geçirdi içinden.

Yazarı bilinmiyor…

30Agustos

3 Nisan

3 Nisan – Bülbüllerin ötmeye başlaması

Geçmişi hatırlamayanlar, onu bir kez daha yaşamak zorunda kalırlar. – George Santayana

Akıllı Davranmak

Bir insanın akıllı davranması için üç yol vardır:
Birincisi, iyi düşünmektir. Bu en soylusudur.
İkincisi, taklit etmektir. Bu en kolayıdır.
Üçüncüsü, denemiş olmaktır. Bu en acısıdır.

Konfüçyüs

Tembel Yönetici

Yıllar öncesinde ünlü bir kasabada makarna fabrikası kurulmuş. Fabrikanın başına daha önceki başarılarıyla tanınan bir genel müdür getirilmiş. Fabrika çalışmaya başladıktan sonra hiç de fena sayılmayacak bir gelir getirmeye başlamış ve günden güne kar artmaya başlamış.Fakat genel müdür pek çalışkan değilmiş doğrusu. Şirketin sahipleri çoğu zaman onu odasında elleri başının arkasında camdan dışarı bakarken bulurlarmış. arada bir fabrikaya iner, işçilerle sohbet eder ve odasına geri dönermiş.

Bir gün yönetim kurulu bir araya gelmiş ve demişler ki : ” Eğer bu fabrika şimdi böyle kar ediyorsa, başına bir de çalışkan bir yönetici getirirsek görün kazanacağımız parayı”. Genel müdürü görevden almışlar ve yerine Okumaya Devam »

Gören ve Görmeyen

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:

– Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:

– Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde. Adam, çocuğun da yabancı olmasIna rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. Çocuk:

– Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.

– İyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?

– Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara.

Hem biraz derin nefes alırsanız, Okumaya Devam »

Aşk

Aşk / Cemal Süreya

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi sevmek
Ki Karaköy köprüsüne yağmur yağarken

Bıraksalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.

Cemal Süreya
(1954)

Güler Yüz

Aristo ders esnasında, öğrencilerinden birine bir meseleyi en ince ayrıntısına kadar izah ettikten sonra der ki:

–        Anladın mı?
–        Evet der öğrencisi.

Aristo:  –    Ama sende anladığına dair bir işaret göremiyorum, der.

–        O işaret nedir? diye sorulduğunda,
–    Güleryüz evladım, güleryüz. Anlamış olsaydın sevinirdin, der.

İki Kişi

Xenocrates (Zenon) bir öğrencisiyle konuşuyor, o ne derse öğrencisi sürekli onaylıyormuş. Filozofun sabrı tükenmiş ve bağırmış:

“Hiç olmazsa bir kere itiraz et, başka bir fikir söyle de, iki kişi olduğumuzu anlayayım.”

Gerçek Mutluluk

M.Ö. III. asırda yaşamış Yunan filozofu Menedem’e, sohbet esnasında birisi, “İnsanın istediğini elde etmesi büyük bir saadet” dedi.

Filozof bu söze şöyle karşılık verdi: “İnsanın elindekilerle yetinmesi daha büyük bir saadettir.”

Gözünüzde bir canlandırın çoğunuzun bir gün “baba 30 Ağustos önceden bayram olarak kutlanıyormuş 30 Ağustos’da ne oldu? ” diye sorarsa ne diyeceksiniz?

Çünkü öyle bir algı yönetimi yapılıyor ki 30 Ağustos gibi bir tarihi bile artık sadece bir tatil fırsatı olarak görüp anlamını unutmaya başladık, bir çok milli bayram gibi… 

Aklı olup düşünebilen herkes bu ülkede özgürce yaşıyorsak bunu Atatürk ve beraberinde savaşan şehitlerimize borçlu olduğumuzu inkar edemezler…

İnkar edenler zaten bu bayramlarımızı bu değerlerimizi bize unutturmaya çalışanlardır. Çünkü onlar insanların özgür iradeleriyle yaşayıp düşünmelerini istemezler öyle bir ortamda hayallerini gerçekleştiremeyeceklerini bilirler.

Zafer Bayramı, 1922 yılında 26 Ağustos’ta başlayıp, Okumaya Devam »

#IceBucketChallenge

http://www.als.org.tr/sayfa.asp?sayfaID=11

ALS MNH Derneği Bağış Hesapları

Ziraat Bankası

Atrium Şubesi – İstanbul

Şube No: 1672 Hesap No: 11364083-5001 (TRY)IBAN: TR320001001672113640835001
(USD) IBAN: TR050001001672113640835002 (EUR) IBAN: TR750001001672113640835003 (GBP) IBAN: TR480001001672113640835004

PTT POSTA ÇEKİ HESABI : 5400876
Sağlıklı Günler
Dernek Başkanı: İsmail Gökçek

Bakanlar Kurulunun 15.06.2012 tarih ve 2012/3324 sayılı kararı ile Amiyotrofik Lateral Skleroz – Motor Nöron Hastalığı Derneği “Kamu yararına çalışan dernek” statüsündedir.

ALS MNH DERNEĞİ 7-8. Kısım villalar karşısı, Afet yönetim merkezi arkası 34158 ATAKÖY İSTANBUL Tel: (+90 212) 559 59 19 Fax: (+90 212) 559 44 84 Her türlü sorularınız için bilgi@als.org.tr

http://gundem.bugun.com.tr/als-haberi/1232510

Okumaya Devam »

Özlü Söz

İngiliz kanunları kötülüğü cezalandırır, Çin kanunları ise daha fazlasını yapar; erdemi ödüllendirir.

Gold Smith

BAKELE

BAKELE

Benim babaannemdi, ama bütün köyün, annemgilin ve dedemin dediği gibi Bakele derdim ben de ona. Dedeme ise dede.

Dedem, babamın anneme davrandığından daha iyi davranırdı Bakele’ye.
“Sen yorulma, ineği ben sağarım.” Gider sağardı.
“Su vereyim mi Bakele?” Verirdi.
Bazı geceler çok soğuk olurdu yayla, “Dur Bakele…” derdi elindeki odunları alıp. “Sobayı ben yakarım.” Yakardı.
Şehre indiği her sefer kalın kalın kitaplar getirip “Bakele…” derdi, “Al. Oku sen. İşlere ben bakarım.” Bakele dedeme kocaman güler, “Sağ ol İbrahim.” deyip gömülürdü getirdiklerinin arasına. Okurken, suyun altına girmiş de nefesini tutuyormuş gibi gelirdi bana. Sıkılırdım önce, sonra korkardım, sonra gidip dedemin eteğini çekiştirir, “Bakele’ye bi şey mi oldu dede?” diye sorardım. Okumaya Devam »