Üniversiteli delikanlı Kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç. Tribünsüz, minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi.. Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda..Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlıda yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kızda gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.. “Anladım” der gibi bir gülümseyişti bu.. Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için.. Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu. (daha&helliip;)
Archive for the ‘Hıncal Uluç’ Category
Seni Beklediğim Kadar
Posted in Hıncal Uluç on 25 Haziran 2007| 2 Comments »
Hıncal Uluç’dan
Posted in Hıncal Uluç on 08 Nisan 2007| 5 Comments »
Hıncal Uluç’dan
Ortaköy’de oturuyoruz bir arkadaşımla…
“Anlayamıyorum, Hıncal” dedi..” Anlayamıyorum, beni gerçekten sevip sevmediğini.
“Yüzüne baktım. Anlattı…
“Bir aradayken öyle iyiyiz ki. Öyle yakın, öyle candan, öyle sevgi dolu ki bana karşı… Sokuluşu, dokunuşu, bakışı… Hani vücut dili diye bir şey varsa, bu kız her hali ile beni sevdiğini haykırıyor adeta… Zaten, diliyle de söylüyor, sık sık çok sevdiğini…” (daha&helliip;)