1.
Gurbet yavrum garba düşmektir gurbet
Çiçeklerden gelincik içinde Bünyamin sevgisi
2.
Yürüdün gittin eski kurganlar üstünden kent kent
Kulağında ama bir çömleğin kırılma sesi
3.
Barış demiştir ve güvercin tıkmışlardır boğazına
Bu yüzden edep kuralı gözetmez Anadolu ermişi
4.
Bu yüzden kimi zaman zordur ayırmak
Üstünü başını yırtmış ağıtların şiiri
5.
Bir dostluk hastalığı senin şiirin
Sümbül diye genzine bastırırsın akrebi
6.
Öyle durur bir kıyının serüveninde ceset
Odan öyle sevinçsiz yüzün öyle serin ki
7.
Yine de bir elinle kapıyı aralarken
Öbür elindeki titreme dünyanın anadili
8.
Merkezefendi’nin gizli barınağından
Bu açık hava kahvesine getirdiğin ne ki
9.
Bir kentin ortasındasın boyuna saatini kuruyorsun
O durursa hayatın da duracak sanki
10.
Evler eski bir uygarlığın dingin lağımları
Sokaklarsa çatışıyor temizliyor birbirini
11.
Anımsar mısın toros ekspresinden inmiştiniz
Biletlerinizden ibaretti ikinizin de kimliği
12.
Bahçelerden geç parklardan köprülerden geç git
Aşklar da bakım istiyor öğrenemedim gitti
13.
Seviş yolcu büyük sözler söyle ve hemen ayrıl
Uçurumlar birleştirir yüksek tepeleri
Cemal Süreya
söylersin Cemal kim duyar gayri seni
duyan gitti ama gelmedi asla geri
boğazına bastırdığın akrep zehiri
Hissedermiyim sanıyorsun Cemal zaten bu gam fani
şöyle git dersin bakma arkana
arkada bıraktığım düşmanım sanki
bu uçurumlar olurmu tepe bilmem cemal
cemal sanki tasavvuf öğretmeni
söz söylemekten kolay olsa okumak
okuyan bilmedikten sonra edebi
çığlık atar dururum duymaz oldu ahali
kim kaldıki cemal kalan bıraktı bedeni gitti
buradayım canan bul bu kürede beni
küre dediğin misket ezmeyesin içinde bizi ( EraY)
Olmadı ki şimdi! Cemal nasıl cevaplasın bunu? Şiiri okumak kolay gelmiş gelmesine de.O ne sesleniş o! Seslenirken edebi bilmediğini itiraf etmesi de takdire değer.